Aylar öncesinden yılbaşında ne edelim nereye gidelim sohbeti yapılıyordu. İstanbul’da mı yoksa Göcek’te mi buluşalım? İzmir’de olabilir gibi tartışmalar yapılırken “durağan bir yılbaşı etkinliği bize yakışmaz” kararı alındı. Birçok öneriler konuşulduktan sonra “Ihlara Vadisi Gezisi” kışın
Göcek Göçerleri Kapadokya’da…1
Aylar öncesinden yılbaşında ne edelim nereye gidelim sohbeti yapılıyordu. İstanbul’da mı yoksa Göcek’te mi buluşalım? İzmir’de olabilir gibi tartışmalar yapılırken “durağan bir yılbaşı etkinliği bize yakışmaz” kararı alındı. Birçok öneriler konuşulduktan sonra “Ihlara Vadisi Gezisi” kışın, geçildi. Başlangıçta sayı kırk kişiye ulaştı. Musti, 40 kişilik listeyi duyunca biraz telaşlandı. Neyse iş eyleme dökülünce 16 kişilik son liste ile Anadolu’nun en eski, en değişik, en gizemli yerleşim bölgesi Kapadokya’ya gitmeye karar verildi.
İzmir’den bendeniz ve Esen Demir ile Bülent, Sema Kaynar. İstanbul’dan Ceylan Kaynar, İlyas ve Başak Saral, Musti’nin iki genç arkadaşı Deniz ve Alp Akbaş en kalabalık grubu oluşturduk. Norveç’ten Deniz Kaynar, Göcek’ten Nilgün, Önder Saral, İsmet Dim ve Esra Öğretmen, Ankara’dan Emre Demir ve Musti olmak üzere 16 kişiye ulaşıldı. Çoğunluğu Göcek Göçerlerinden oluşan gezi ekibi, en ucuz ve en uygun bilet arayışı sonrası kimi uçak ile kimleri de otobüs yolculuğu ve özel araçlarıyla Kapadokya’ya ulaşma planları yaptı.
Meteoroloji ve televizyonda hava raporları izlenerek hava koşulları kestirilmeye çalışıldı. Kar olacak mı? Karda yürümek güzel ve ilginç olur. Raporlar daha çok yağmur olacağını gösteriyordu. İzmir’de 16 kişi için yağmurluk aramaya çıkıldı. Büyük mağazalarda ucuz ve şık yağmurluklar bulundu. Balçova’da o kadar çok mağaza açılmıştı ki? Ne arasan kolayca buluyorsun. Tam bir tüketim toplumu olduğumuz bu yılbaşı öncesi daha yakından gördüm. Yılbaşı öncesi mağazalar, büyük marketler sıra sıra rengârenkti.
Neyse biz her türlü hazırlıklarımızı tamamladıktan sonra İzmir Adnan Menderes Havaalanından Sunexpres’in 30 Aralık saat 11.25 uçağına binmek için uçuş kartı alırken yetkili 25 kilo fazlamızın olduğunu söyleyince önce şaşırdık. Kısa bir şoktan sonra pazarlıkla 10 kg fazla kilo ücretini ödeyerek sorunu aştık. İzmir – Kayseri uçuşu ile güzel bir kış gününde, Kayseri Erkilet (uluslar arası kodu ASR olan) Havaalanına hemen hemen zamanında indik. 3000 kişilik yeni havaalanı yapımı devam ettiğinden, yolcular daha çok geçici servis kapısından alınıyor ve çıkarılıyordu. Ne de olsa Kayseri’ye inmiştik, belki bizi mantı ile karşılarlar diye düşlerken, 4 günlük gezi için doldurduğumuz kocaman valizlerimizi perondan aldık. Havaalanı dışına çıktığımızda bizi özel aracı ile Göreme’de Expert Halıcılık sahibi Gaffur Bey’in karşıladığını görünce sevindik. Arabanın yanına ulaştığımızda Fiyat Palio marka küçük aracı görünce ne yapacağımızı şaşırdık. Koca koca valizler? Ne yapacaktık? Oraya telefon buraya telefon derken valizlerin birini koyup, diğerini çıkararak epey uğraştıktan sonra valizlerin bir kısmını da içeri alarak yerleştik. Taşıtın içinde insandan ziyade valizler, çantalar, bavullar görülüyordu. Bizler aralara dolgu maddesi gibi yerleştirilmiştik. Yolda giderken boş kalan elimizle İsmet Dim’e telefon ederek nerelere geldiklerini, nasıl geldiklerini öğrenmeye çalışıyorduk.
Bir saatlik sıkış tepiş yolculuktan sonra Göreme’ye ulaştık. Bir gün önce yağan karlar Göreme’yi yeni kırlaşmış saçların görüntüsüne sokmuştu ve pek güzel görünüyordu. Kalacağımız otel olan The Flintstones Cave Hotel’e ulaştığımızda vücudumuzun bazı kısımları uyuşmuştu. Ön koltukta oturan Esen Hanımın kısa bir süre ayaklarını hareket ettiremediğini fark ettik. Çünkü koltukta bağdaş kurduğu ayaklarının üstünde oturarak gelmişti.