Değerli Muğlalılar,
basınımızın çok değerli üyeleri
Sizleri
Muğla Büyükşehir Belediye başkanlığı için Aday adaylığımı açıklamak için davet
ettim. Değerli zamanınızı bana ayırıp davetimi kabul ederek buraya geldiğiniz
için hepinize teşekkür ediyor, saygıyla selamlıyorum.
Bildiğiniz
üzere kentler, dünyanın dört bir yanında uygarlığın ve özgürlüğün bir arada
yaşandığı, güzelliklerin birlikte paylaşıldığı, sıkıntıların birlikte
göğüslendiği geniş yaşam alanlarıdır. Ancak son on altı yıldır AKP iktidarınca
uygulanan ayrıştırıcı ve adaletsiz politikalar nedeniyle Muğla’mız hak ettiği
maddi desteği görememiş, bu nedenle de Türkiye genelinde olduğu gibi ilimizde
de halkımız işsizlikle ve yoksullukla boğuşmaktadır. Bu durum, kutuplaşmaya yol
açarak kent yaşamında birtakım olumsuzlukların da yolunu açmaktadır.
Oysa
bu güzel ilimiz, adil bir yaşamı ve daha mutlu olacağı bir ortamı başka illere
göre daha çok hak etmektedir.
Bildiğiniz
üzere Muğla ili; Bodrum, Milas, Fethiye, Marmaris ve Menteşe gibi önemli kent
merkezlerinin yanı sıra ciddi bir kırsal nüfusa da ev sahipliği yapmaktadır.
Kırsal alanlarımızda tarım ve hayvancılık sektörleri can çekişmekte, bereketli
Anadolu toprakları kendi evlatlarına yeterli gıda sunamamaktadır. Çiftçimiz de
turizmcimiz de borçlarını ödeyememektedir.
Bu
sorunların aşılması için Muğla’da yeni bir yerleşme anlayışının ve ahlakının
yerleştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Hedefimiz, yaşanabilir, adil ve
sürdürülebilir bir Muğla’yı inşa etmek olmalıdır.
Yaşanabilir, sürdürülebilir ve adil bir
yerleşim için:
•
Huzurlu, güvenli ve istikrarlı bir kent ve kır,
yani köy yaşamı gerçekleştirilmeli;
•
Yönetim ve hizmet anlayışımızın merkezine
insanlarımızın mutluluğu alınmalı;
•
Muğla’nın kaynakları hükümete yakın birtakım
çevreler yerine yalnızca halkımızın yararı için harcanmalı, belediyeciliğin
daha yararlı ve verimli yürütülebilmesi için geniş halk kesimlerinin
görüşlerinin alınmasına dikkat edilerek insanlarımızın belediyeciliğimizin merkezinde
olmaları sağlanmalı;
•
Muğla’da ulaşımın kalitesi arttırılarak bu
konuda kazanç değil, halka hizmet ön plana alınarak daha ucuz ulaşım olanağı
sağlanmalı;
•
Yapılan spor, kültür merkezlerine ve yeşil
alanlara yenileri eklenmeli;
•
Alt gelir gruplarının, kadınlarımızın,
çocuklarımızın, yaşlılarımızın ve gençlerimizin ihtiyaçları karşılanarak
gerekli tedbirler alınıp yeni olanaklar sağlanmalı;
•
Kapalı ve açık alanlarda engellilerimizin ve
yaşlılarımızın yaşamlarını kolaylaştıracak biçimde düzenlemeler yapılmalıdır.
Değerli basın mensupları,
Acıdır
ki Türkiye genelinde, biraz önce değindiğim pek çok farklı nedenden kaynaklanan
bir huzursuzluk ve mutsuzluk hali egemendir. Bu huzursuzluk ise halkımızda
büyük bir umutsuzluğa yol açmakta ve günlük ihtiyaçlarını karşılayan birimler
olarak belediyelerimize karşı kırgınlık duymalarına neden olmaktadır. Bu da
belediye yönetimleri ile halkımız arasındaki gönül bağının gevşemesine yol
açmaktadır. Bu nedenle Muğla’da ivedilikle ilin yönetiminde halkın tüm
kesimlerinin katılımını ve ihtiyaçlarını göz önünde bulunduran ve ortak akla
dayalı bir yönetim anlayışına geçilmelidir.
Daha
güzel bir belediyecilik için başkanlığa talip olan ben Nurettin Demir,
bildiğiniz üzere Fethiye Göcekliyim. Yörük kökenliyim. Yani Muğla’nın çocuğuyum.
2009 yılından bugüne dek bir milletvekili ve sizlerin bir hemşerisi, kardeşi
olarak, hiçbir parti ayrımı yapmaksızın canla başla çalıştım. Bildiğiniz üzere
2009-2011 yılları arasında 2 yıl Tıp Fakültesi Kurucu Dekanlığı yaptım.
Ardından da iki kez üst üste partililerimizin desteğiyle önseçim kazanarak 7
yıl boyunca Muğla Milletvekilli olarak büyük bir şevkle Muğla halkına hizmet
ettim. Bu süreçte dağ bayır demeden Muğla’nın her köşesine giderek tüm
partilerin seçmenleriyle bir araya geldim, dertlerini dinledim ve sorunlarının
çözümü için elimden gelen tüm yardımı sundum.
Dolayısıyla
Muğla halkının tüm kesimleri tarafından tanınıyor, biliniyorum. Geçtiğimiz
ağustos ayında Tıp Fakültesi’ndeki hekimlik ve öğretim üyeliği görevime geri
döndüm. Ülkeme doktor yetiştiriyorum. Burada halkımızın sağlığı ve mutluluğu
için şevkle çalışmaya devam ediyorum. Muğla’mızın ve tüm Muğlalıların mutluluğu
ve huzuru için yoğun bir biçimde çalışmayı sürdüreceğimi sizlerin huzurunda
belirtmek isterim.
Yörük Çocuğu olarak çiftçilik ve
hayvancılığı da çok önem veriyorum.
Aynı
zamanda tarım ve hayvancılığın geliştirilmesi konusunda çalışmalarım bulunuyor.
Yalnızca bir üniversite öğretim görevlisi ve hekim değil, aynı zamanda da
hayvan yetiştiriciliği ve tarım yapan bir çiftçiyim. Dolayısıyla kırsal
kalkınmayı ve kooperatifçiliği çok önemsiyorum. Muğla’nın kırsal kesimlerinde
yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarını biliyorum ve bu sorunları aşmak için
çözümler üretiyorum. Başta Sağlık Turizm olmak üzere, Turizm’de Antalya’yı
yakalayıp Türkiye’nin birincisi yapmak en büyük hedeflerimden biri olacaktır.
Değerli Cumhuriyet Halk Partililer,
Önseçimin
bizim olmazsa olmazımız olduğuna inanıyorum. Partimizin belediye başkan
adayları ve belediye meclis üyelerinin tüm kayıtlı üyelerin oy kullanma hakkına
sahip olduğu bir önseçim ile belirlenmesi gerektiği düşüncesindeyim.
•
Önseçim, biz CHP’lilerin adaylarımızın ve
örgütümüzün emeğine ve düşüncelerine saygı duyduğumuzu gösterecektir.
•
Önseçim, partililerimizin adaylarımız ile
birlikte canla başla çalışması için bir itici gücün kaynağı olacaktır.
•
Önseçim, Türkiye için demokrasi çağrımızı
güçlendirecektir.
Önseçim
yapmadan önce kamuoyu yoklamalarıyla STK ve diğer parti seçmenlerinin
görüşlerinin alınması en doğru adayın belirlenmesi konusunda yararlı olabilir.
Böylece tabanımızın desteğini alacak olan aday adayları, halkımızla temas etmiş
olacaktır. Muğla’nın sorunlarını ve gereksinimlerini bilen adaylar ile seçime
girilmesi başarımızı arttıracaktır. Yerel ile kucaklaşan adaylar hem CHP’li
seçmenlerin tamamından hem de diğer parti seçmenlerinden oy alacaktır.
Önseçimden çıkan adayların, 31 Mart seçimlerini, partimizin oyunu arttırarak
kazanacağına olan inancım tamdır. Türkiye’nin yerel seçimler tarihi bu tür
başarı öyküleriyle doludur.
Büyükşehir
belediye başkanı, ilin günlük gereksinimlerini karşılamanın ötesine geçmelidir.
Bunun için de kısa, orta ve uzun vadeli stratejiler ve projeler
geliştirmelidir. Bu tür 5, 10 ve 25 yıllık planlamalara ilin önemli paydaşları
olan üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, iş insanları, emekçiler, kadınlar
ve öğrenciler de dahil edilmelidir. Gerçekleştirilecek yatırımlara halk ile
birlikte karar verilmesi vatandaşların ihtiyacına ve isteklerine uygun projeler
üretilmesinde büyük öneme sahiptir.
Bu
bağlamda 2009 yılından bugüne Muğla’da yaşayan vatandaşlarımız ile yaptığım
görüşmeler sonucunda Muğla’nın gelişmesi ve kalkınması için pek çok fikir
geliştirdim. Bunlar ilimizin tarım, turizm, eğitim, hayvancılık ve ticaret gibi
en önemli gelir kaynaklarını büyütecek, Muğla halkının refahını artıracak
projelerdir. Bu düşünceleri, halkımız ile tartışarak daha da iyileştirmek ve
Muğlalılar için gerçekleştirmek en büyük arzumdur.
Partimce
aday gösterilmem ve halkımız tarafından Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na layık
görülmem durumunda Muğla’da dünya ölçeğinde bir yerel yönetim anlayışı ortaya
koyacağım. Bunun için güçlü ve deneyimli bir ekip oluşturdum. Ayrıca Türkiye
çapında uzmanlardan ve bilim insanlarından oluşan profesyonel bir ekip ile
çalışacağımı huzurunuzda belirtmek istiyorum.
Muğla’da
en çok huzura ve birlik olmaya ihtiyacımız var. Hem örgütümüz hem de halkımız
ile iyi bir iletişim, sevgi ve saygı içinde olacağım. Büyükşehir Belediyesi
Başkan adaylığımın partimizdeki birliği, dayanışmayı ve heyecanı artıracağından
eminim. Aday olmam halinde önümüzdeki yerel seçimlerde başta gençlerimiz ve
kadınlarımız olmak üzere örgütümüzün ve halkımızın farklı kesimlerinin şevkle
çalışacağına inanıyorum.
Eğer
Büyükşehir Belediye Başkanı seçilirsem
sadece bir dönem görev yapacağım. Ayrıca parti içi demokratik işleyişi
güçlendirmek için örgüt işlerine kesinlikle hiçbir aşamada öneri sunmanın
dışında müdahale etmeyeceğim. Güçlü örgüt için elimden gelen desteği vereceğim.
Belediye Meclis üyeliklerinde kadın ve gençlik kotasının sağlıklı biçimde
gerçekleşmesi için çalışacağım.
Son
olarak diyorum ki “Ben değil, biz”in
egemen olduğu bir anlayışla “Muğla’yı ortak akılla yönetelim, birlik içinde
büyütelim.”
Prof. Dr. Nurettin Demir