Demir konuşmasına şöyle devam etti; Sayın Bakan, siz
geldiğinizde biraz ümitlenmiştik. Eğitimde kötü gidişin belki bir miktar
düzelebileceği umudu vardı. Ancak gerek millî eğitimde gerek yükseköğretimde
geldiğimiz nokta hüsrandır. Ben bunu bir milletvekili olarak değil, bir
akademisyen olarak söylüyorum. Bugün akademisyenler, üniversitede çalışanlar ve
öğrenciler kan ağlıyorlar.
Sayın Bakan,
siz de bir babasınız. Baba kendi çocuğuna "Hain." der mi? AKP’nin
Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı olan Erdoğan ekranlara çıkıp ‘terörist, vatan
haini, komünist, gayri milli’ ilan ederek savaşa karşı barış isteyen
öğrencileri hedef gösterdi. Sonrasında gözaltılar yaşandı ve gözaltındaki
öğrencilerin 10’u ‘terör propagandası yapmaktan’ tutuklandı. Erdoğan yargıya talimat
veriyor, yargı da hemen harekete geçiyor. İfade özgürlüğü, eğitim hakkı,
kısacası Anayasa, Erdoğan tarafından talimatla rafa kaldırılıyor. Üniversiteler
bilimin ve aydınlığın merkezi olarak, her zaman özgür düşüncenin ifade edildiği
ortamlar olmuştur. İnsanlar savaşa karşı barışı savunduğu için asla haklarından
ve özgürlüklerinden alıkonulamaz, hedef gösterilemez ve yargılanamaz. Bu
çocuklar bizim hepimizin soruyorum sizlere "Vatan haini” olarak gösterilen
bu çocuklar bu ülkede yaşama, bu ülkede eğitim yapma, gelecekte bu ülkeyi
yönetme heyecanı kalır mı?
CHP’li Demir
Sayın Bakan değerli milletvekilleri; Son
zamanlarda atadığınız rektörler ve dekanlar, bizlerden daha fazla siyaset
yapıyor. Doğru değil bu. Orada bilim
olmaz, orada başarı olmaz, orada eğitim olmaz. Bilimin olduğu yere siyaset
girerse oradan bir verim alamazsınız. Bırakın herkes görevini yapsın. İnanıyorum ki 25 Hazirandan sonra eğitim
kökenli Cumhurbaşkanımızın sayesinde eğitimdeki bu çürümüşlük durumunu tamamen
yok edeceğiz dedi.